YARGILAMAK YA DA ÖĞRENMEK: İŞTE BÜTÜN MESELE BU!
- kerem özer
- 2 Eyl 2024
- 1 dakikada okunur
İş hayatında ya da koçluk sırasında sıkça üzerinde durduğum konulardan biri de zihin yapımız. Öğrenen bir zihin yapısına mı sahibiz yoksa yargılayan bir zihin yapısına mı?🌿🍂
Bazı yönetici arkadaşlarımın, ufacık bir eksiklikte ya da performans düşüklüğünde kendini ya da ekibini paralaması bir uçta yer alıyorsa, hiçbir şey olmamış gibi davranması ya da kabahati sürekli birilerine atması da diğer uç gibi geliyor bana🌿🍂
Dengede ise öğrenen zihin yapısı yer alıyor ki bu bizim hatalarımızdan ders aldığımız, demek ki artık farklı davranırsam farklı sonuçlar alabilirim dediğimiz zihin yapısı🌿🍂
Sebebi ne olursa olsun yargılayan zihin yapısına sahip kişilerde, kendine güven, takdir, özgüven gibi konuları irdeliyoruz🌿🍂
Burada önemli noktalardan biri, kişinin bu yargılayan zihin yapısına sahip olduğunu fark etmesi durumunda hemen ondan kurtulması gerektiğine dair yine o yargılayıcı zihin devreye girebiliyor🌿🍂
Oysa ki o yargılayıcı zihnin de bizlere söylediği şeylere saygı göstermemiz, öncelikle onun varlığını kabul etmemiz ve şefkatle yaklaşmamız gerekiyor🌿🍂
Köşe kadısı gibi bir koltukta oturan ve bizi yargılayan o zihni susturmak yerine, onu anlamaya çalışmalıyız. Onunla diyalog kurdukça ve şefkat gösterdikçe köşe kadısının kendiliğinden uzaklaştığına şahit oluyoruz🌿🍂
Doğal olarak kişi aslında bir tercih yapıyor, yargılayan zihinden “ben şimdi bu olumsuzluktan neler öğrendim” diyen öğrenen zihin yapısına geçiş yaparak🌿🍂
Sadece iş hayatında değil özel hayatımızda da gelip oturuyor bu köşe kadısı🌿🍂
Ayrılmayı istesek de ayrılamadığımız ilişkiler yaşadığımızda, doğru olmadığını düşündüğümüz halde vazgeçemediğimizde, aklın yerini tutku, dürtü aldığında, yükleniyoruz çoğu zaman kendimize🌿🍂
Ne zaman “ben ne öğrendim kendimle ya da bu durumla ilgili” diye bakabilmeye başladığımızda anlıyoruz kendimizi. Ve bir soğan halkası gibi açıldıkça açılıyor kalbimizin ve zihnimizin katmanları🌿🍂
Comments